Iphone'lu Risotto

Evet arkadaşlar. Gerçekten bir Iphone 13 çekilişi yapacağız. Kimseyi kandırmıyorum, ben öyle bir insan mıyım? Bu yazıyı beğenip altına yorum yapanlardan biri bana Iphone 13 almaya hak kazanacak. Evet yanlış okumadınız; bana Iphone alma şerefi yalnızca içinizden bir kişiye nasip olacak. Muhteşem değil mi :))

Çekiliş işini hallettiğimize göre ben size bugün yapmış olduğum enfes risotto tarifini anlatayım. Siz de bu lezzetten mahrum kalmayın. Aslında bugün acayip isimli Türk Müzik gruplarıyla ilgili bir şeyler yazacaktım ama tarif için çok mesaj (iki tane) gelince takipçilerimi kırmayayım dedim. "Yüzyüzken Konuşuruz" biraz beklese de olur :)

Kısaca "risotto" nedir ile başlayalım. İtalyan mutfağının en çok tüketilen yemeklerinden biri olan risottonun keşfi 1300'lü yıllara kadar dayanıyor. İtalyanca "riso" pirinç demek. Yani kim bulduysa çok yaratıcı bir isim bulamamış ama çok lezzetli bir şey yapmış. Kimin bulduğu meçhul olmakla beraber ilk defa 1809 yılında tarif kitaplarında yerini almış bu güzel pirinç yemeği.

Bizde risottoya yaklaşım; "lapa pilav la o", "öyle pilav mı yapılır, pilav dediğin dane dane olur" şeklinde olduğundan bu yazıyla ön yargılarımızı kırmayı umuyorum.

Risotto pişirmenin bazı püf noktaları var. En önemlilerinden biri tabi ki pirinç türü. Nişastası yüksek pirinç türlerinden biri (Arborio, Carnaroli, Maratelli, Vialone) genelde de arborio seçilerek yapılır. Risottonun olayı pirincin içindeki nişastayı kremsi bir kıvama getirecek şekilde yavaş yavaş pişirmektir. Yani bizdeki gibi nişastası gitsin diye saatlerce pirinç yıkanmaz, ıslanmaz yada suda bekletilmez.

Risotto yapılırken genellikle sebze, et yada tavuk suyu (stock) kullanılır. (Stock: çorbalar, soslar ve yemeklerin üretiminde kullanılan, çeşitli hayvanların kemik ve et artıklarının bol su içerisinde, aromatik sebze ve baharatlar ile uzun süre kaynatılmasıyla elde edilen, jelatinli bir yapısı olan, besin değeri yüksek sıvıdır.) (Ya işte tavuk, et falan haşlayınca suyunu atmayın diyo.)

Kullandığınız stockun sıcak hatta kaynar olması önemlidir. Stock, 3-4 dakikada bir, pirinçlerin dışı güzelce pişip içi aldante (dişe gelir) kıvama gelinceye kadar ilave edilir.

Orjinal tarifte beyaz şarap ve parmesan peyniri de var. Onları üzüm sirkesiyle ve maliyeti daha az olan sert bir peynirle değiştirebilirsiniz. Ben öyle yaptım. Malum hem maliyetler hem önümüz ramazan. Sıkıntı çıkmasın. Gerçi iftara risotto yapar mısınız bilmem ama isterseniz ben size yaparım.

O zaman hadi başlayalım.

Önce risottonuzun neli olacağına karar verin.

Ben domatesli yaptım. Ama büyük nimet işte, mantarlı da yapılabiliyor, pancarlı da (ki bunu mutlaka deneyeceğim) ve hatta armutlu bile. İçine her şey girebilir. Domatesliden devam ediyorum.

Malzemeler:

- 1 kase arborio pirinç

- 3 orta boy domates

- 1 büyük soğan

- 4-5 dal taze fesleğen. (1 dal süsleme için ayırın)

- 1 tatlı kaşığından az fazla tuz.

- 1 çay bardağı zeytin yağı.

- 2-3 yemek kaşığı tereyağ.

- 4-5 diş sarımsak (Tabi ki Taşköprü sarımsağı. Yoksa ben size gönderirim. Ne de olsa bana Iphone 13 alıyorsunuz.)

- 1,5 - 2 litre önceden hazırlanmış tavuk-et-sebze suyu (O kadar suyunuz yoksa bile normal kaynar suyla karıştırarak kullanabilirsiniz. 1 lt. stok + 1 lt. normal su gibi)

- 1 çay bardağı Üzüm sirkesi. (Beyaz şarap da olur.)

- Yarım su bardağı sert peynir (Yok ezine olmaz. Parmesanın kilosu 200 liradan 350 ye kadar gidiyor. Onun yerine mis gibi "keş peyniri" kullanabilirsiniz.)

Tarif:

Önce soğan ve sarımsaklarınızın kabuklarını soyun. Başlamışken domateslerin kabuklarını da soyun, çıksın aradan. Fesleğenleri zaten yıkadınız.

Soğanları yemeklik doğrayın. Sarımsakları çok ufalamayın. Ben sarımsakları dörde beşe böldüm bıraktım. He isterseniz ezebilirsiniz de. Kimisi ağzına gelsin istemez. (Ne garip insanlar var ya, töbe töbe)

Tencerinize zeytinyağınızı koyup kızdırın. (Hoşlanmayacağı şeyler söyleyin! Tamam tamam yapmıyorum.)

Önce soğanlarınızı atın. Sürekli karışıtırarak pişirin soğanları. Renkleri çok dönmesin. Sarımsakları sonra ekleyin soğanlarla beraber atarsanız hemen yanarlar. Soğanların pişmesine yakın sarımsakları atıp şöyle 2-3 çevirin. Onlar orda pişerlerken siz de boş durmadınız arada fesleğenleri ince ince doğradınız. Eliniz mis gibi fesleğen kokuyor.

Fesleğenleri de ekleyip 2-3 tur da onları çevirdikten sonra üzüm sirkesini tencereye dökün.

Bu aşamada dikkatli olun ama. Kızgın yağa sıvı döküyorsunuz, sıçramasa bile bir kısmı hızlıca buharlaşacaktır. Elinizi yüzünüzü buhardan koruyun.

Sirkeyi yağ dolu tencereye dökmenizin afilli ismi deglaze. Bunları öğrenin. Yağdan arındırmış olduk tenceremizin dibini. Ve yağın içine karışmış bütün o güzel soğan, sarımsak, fesleğen aromalarını iyice açığa çıkardık. Aferin bize.

Sirke bir kaç dakika içinde uçacaktır. Sirke uçtuktan sonra pirinçlerimizi içine ekleyip güzelce karıştıralım. Bu arada hem pirinçleri karıştırıp hem daha önce soyduğunuz domatesleri doğrayabilirsiniz. Aslında domatesleri soyduğunuz anda da doğrayabilirdiniz.

İki de bir elinizi yıkamanız gerekmezdi hem.

Pirinçlerinizi 2-3 dakika çevirdikten sonra pirinçleri sağa sola aralayıp domateslerle tencerenin dibini buluşturun. (Domatesleri de ilave edin demek istemişim.)

Güzelce hepsini harmanlayın. Müthiş kokuyor olması lazım şu an.

(Yazarken ağzı sulanır mı insanın ya!)

Evet, şimdi en önemli aşamadayız.

Kaynar yada kaynar olmasa bile çok sıcak stockumuzdan bir kepçe dolusu ilave edip karıştırıyoruz. Suyunu çekip nişastasını salmaya başlayacak siz karıştırdıkça. Sık sık karıştırıp suyu azaldıkça bir kepçe daha stock ekleyeceğiz. Bu işlem pirinçlerin dışı pişip içi de dişe gelecek kıvamda olana kadar devam edecek. (Pirinçler büyüyünce anlarsınız bence. 18-20 dakika)

Pirinçlerimiz piştikten sonra altını katıp üç yemek kaşığı tereyağımızı ve peynirimizi ilave edip güzelce yediriyoruz.

Risottomuz hazır. Elinize sağlık. Çok güzel oldu bence.

Servis tabağına alıp fesleğenle süsleyebilirsiniz.

Sarı çeri domatesleri neden kullanmadık? Sarı Çeriler isyan ettiler :))

Yok yok, yanında yedim ben onları. İsyan edemediler :)

Buon Appetito :)

Yüz Yüzeyken Konuşuruz:

Mayıs 2011'de Engin Sevik ve Kaan Boşnak tarafından (iyi ki) kurulmuş Türk bağımsız alternatif rock grubudur. Kaan Boşnak'ın kendi şarkılarını kaydedip yayınlamasıyla oluşan proje, dinleyicilerinden yoğun ilgi ve beğeni topladı.

Kaan Boşnak çok güzel yazmıyor mu ya! Gerçi Adamlar da çok iyi. Bi de Büyük Ev Ablukada var. Son Feci Bisiklet de var. Evet bunların hepsini yazıcam sonra :))

Bu da en güzel şarkılarından biri :) Bunu da herkese yapmam. Artık Iphone'u hanginiz hediye eder bilmiyorum.